Sinan Erdem Spor Salonu’ndaki TÜGVA Gençlik Buluşması’na katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Gazze’deki katliama da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Netanyahu ve İsrail yönetimini ağır sözlerle eleştirirken, gençlerin bu coğrafyadaki tüm kirli projeleri, Türkiye’de oynananların bozulduğu biri çiğneyip geçeceğini söyledi.
Erdoğan’ın açıklamalarından önemli ayrıntılar şöyle:
“Donanımın sadece diplomayla ölçüldüğü dönemler çok geride kaldı”
Medeniyetimizi ihya ederek bir büyük atılımı beraberce gerçekleştireceğiz. Gençlik gerçekten büyük bir lütuf. Bu lütfun hakkını vermek için kahvehaneleri kıraathaneye dönüştürerek, kapımızı herkese açık tutarak. Yurtlarımızı ilim, irfan, hikmet yuvası haline getirerek. Spordan müziğe, edebiyattan resme her alanda kabiliyetlerimizi geliştirerek, bilgisayar ekranlarındaki sanal dünya ile gerçek dünyanın dengesini kurarak, zorlukları birer birer aşarak; velhasıl şartlara teslim olmadan mücadeleyi her alanda ve her konuda sürdürmeliyiz. Sizlerin böyle bir şuurla hayatınıza yön vermesini dünyanın en şatafatlı üniversitelerin diplomalarından daha önemli görüyorum. Dünyada donanımın sadece diplomayla ölçüldüğü dönemler çok geride kaldı.
“Damarlarınızda dolaşan enerjiyi hissedebiliyoruz”
Eğitiminizi sürdürürken mutlaka kişisel donanımızı tahkim etmenizi istiyorum. Akranlarıyla fikri müzakere yapacak birikime sahip olmayan, kabiliyetli olduğu alanlardaki farkını ortaya koyamayan, ahlâki açıdan da şahsiyetini inşa etmeyi dert etmeyen; kısaca olumlu anlamda varlığını ailesi, okulu, arkadaş çevresinde hissettiremeyen bir gençlik bizim için kayıp hükmündedir. Halbuki biz gençlerimizin her birinin gözünde, yüreğinde, özellikle saklı o cevherin ateşini görebiliyoruz. Damarlarında dolaşan enerjiyi hissedebiliyoruz. Yeter ki siz azminiz, gayretiniz, çabanızla bu potansiyeli harekete geçirebilme iradesini ortaya koyun.
“İşte Türkiye Yüzyılı gençliği budur”
“Kendinizi bu geleceğe hazırlayın”
Gençlerinden ümidi kesen bir millet geleceğini kaybetmiş demektir. Öğrenciliğimizden gençlik liderliği yıllarımıza oradan siyasi hayatımızın her safhasına kadar ömrümüzün tüm dönemlerinde gençlerimize güvendik, inandık, onlarla birlikte yol yürüdük. Bugün de girdiğimiz her mücadelede en çok gençlerimize güveniyoruz. Vesayetle kavgamızdan, darbecilere karşı direnişimize kadar tüm büyük sınamalarımızda gençlerimizi daima yanımızda bulduk. Artık sizlerin zamanının misafiri olan birk büyüğünüzüm. Ben misafirim, siz ev sahibisiniz. Ülkemize kazandırdığımız hizmetlerin zirvesi olarak gördüğümüz Türkiye Yüzyılı hedefini başarıya ulaştırmak en büyük hedefimizdir. Sizlerden beklentimiz ise kendinizi bu geleceğe hazırlamanızdır.
“Aranızda selamı yayınız”
Yeri geldiğinde güncel gelişmeleri takip etmek, yeri geldiğinde eskilere kulak vermek, bazı gençlerimize eskilerin tavsiyeleri biraz harcıalem gelebilir ama emin olun öyle değil. Rahmetli Fethi Gemihlioğlu, dostluk üzerine yaptığı konuşmada ‘önce selam sonra kelam’ diyerek müthiş bir selamlaşmadan bahsetmişti. Kur’an ve sünnetten, Kutadgu Bilig, Babürname ve destanlarımızda, tüm eserlerde selamlaşmanın önemine vurgu yapılır. Peygamber efendimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle emretmiştir, “Aranızda selamı yayınız”. Selamün aleyküm ve aleyküm selam. Bu iklimin bereketinden mahrum bir gençlikten daha büyük davalara hizmet nasıl beklenebilir? Selamdan mahkum kalmayı beddua kabul eden bir ecdadın evlatlarına başı önde gelip geçmek yakışır mı?
“Hala süren, hatta durumun daha da vahim hale geldiği gündemlerimiz var”
İnsana yaşadığını asıl hissettiren kendisini aşkın bir davaya mensup hissetmesi ve o dava yolunda verdiği mücadeledir. Bizim gençliğimizde ilayı kelimetullah diye ifade ettiğimiz Allah’ın dinini bütün dünyaya yayması herşeyin başıydı. Ayasofya’nın açılması, Taksim’e cami, başörtülü kadınlarımızın haklarına kavuşmaları, dünyanın çeşitli yerlerinde cihat eden kardeşlerimizin zafere ulaşması için somut gündemlerimiz vardı. Hamdolsun Ayasofya yeniden ibadete açıldı. Taksim’e camimiz yapıldı. Kıyafeti yüzünden mağdur edilen vatandaşlarımız haklarına kavuştu. Hala süren ve hatta durumun daha da vahim hale geldiği gündemlerimiz de var. Bunların başında Gazze’de yaşanan katliamlar, cinayetler ve yapılan hırsızlıklar, Kudüs’ün mahremiyetinin sürekli ihlal edilen hususlar geliyor.
“Netanyahu yönetimiyle yanyana anılmak bile başlıbaşına ağır bir cezadır”
Gazze’deki zulüm bırakınız kalple buğzetmeyi, dille değiştirme safhasını geride bırakmıştır. Artık İsrail’in soykırım politikasına karşı insanlığın yekpare eyleme geçmesi gerekiyor. İsrail’e destek ve cesaret veren Amerika ve Avrupa devletleri tarihe geçmişlerdir. Netanyahu yönetimiyle yanyana anılmak bile başlıbaşına ağır bir cezadır, utanılacak bir ayıptır. Netanyahu’nun başında bulunduğu İsrail yönetimi katildir. Netanyahu’nun başında bulunduğu İsrail yönetimi zalimdir.
“İsrail yönetimi faşisttir, hırsızdır, korkaktır”
Olup bitenleri gördüğü halde kafasını çeviren, kalbi taşlaşmış herkes bu zulüm düzenine ortaktır. İsrail yönetimi hırsızdır. Filistin halkının binlerce yıldır sahip olduğu evleri, arazileri, tarlaları, mahsülleri ve ağaçlarıyla gasp etmektedir. Bu gasplar İsrail devletinin, polisinin gözetimi altında yürütülmektedir. Netanyahu’nun başında bulunduğu İsrail yönetimi yalancıdır. İsrail yönetimi ve yerleşimcisiyle her türlü melaneti işleyen yalancı, kibirli ve kirli bir zihniyetin hakimiyeti altındadır. Netanyahu’nun başında bulunduğu İsrail yönetimi faşisttir. Dün üstün ırk iddiasıyla yahudiler başta olmak üzere pekçok kesimi yok etmek isteyen Nazi kafası bugün İsrail yönetimindedir.
Netanyahu’nun başında bulunduğu İsrail yönetimi tehdittir. İsrail yönetiminin pervasızca yürüttüğü cinayet, zulüm, hırsızlıkları giderek artmaktadır. Netanyahu’nun başında bulunduğu İsrail yönetimi korkaktır, tüm büyük zalimler gibi. Siyonizm adına çocuk ve kadın katliamı yapan İsrail yönetimi de korkaktır. Güçlü olduğunda ceberrut kesilen, korktuğunda hayvandan aşağı konuma inen bu güruh insanlığın kalbindte kendisi için varolan son merhamet kırıntıları da yok etme yolundadır.
“Hamas terör örgütü olsaydı, herkesten önce kendileri savunurdu”
Bu ülkede Hamas’a terör iftirası atan İsrail muhiplerine asla inanmayın. Bunlar kifayetsiz muhterislerdir. Pusulasını emperyalistlere çevirmiş, bunlar da yakında tarihin tozlu raflarında kaybolup gideceklerdir. Şayet Hamas terör örgütü olsaydı emin olun herkesten önce kendileri savunur, işbirliği yapar, muhabbet beslerdi. Hamas bunların dediği gibi bir örgüt olsaydı, milletvekilleri her yıl dönümünde ziyaret ederlerdi. Hamas’ın hamiliğini ve avukatlığını bunlar kimseye bırakmazdı.
“Bölgeye yardım ulaştırmak için yoğun gayret gösteriyoruz”
Hamas bunların iddia ettiği gibi bir örgüt değildir; bilakis direniş hareketidir. Türkiye olarak hiçbir tehdide baskıya boyun eğmeden Gazze’de yaşanan katliamın, Filistin’de yaşayan zulmün sona ermesi için kalbimizle, dilimizle, elimizle her türlü çabayı gösteriyoruz. Dualarımızda hep Filistinli kardeşlerimizin özgürlüğe kavuşması yakarışı var. Mısır ve Ürdün üzerinden bölgeye yardım ulaştırmak için yoğun gayret gösteriyoruz. Bugüne kadar 37 bin tondan fazla insani yardım malzemesini uçak ve gemilerle bölgeye ulaştırdık. Kızılayımızın sivil yardım gemisi 3 bin tonluk malzemeyle dün yola çıktı. Gazze’nin Refah sınır kapısından her gün Kızılay TIR’ları Gazze’ye giriyor.
“Bu sinsi projeyi de çiğneyip geçeceksiniz”
Osmanlı bölgeden çekildiğinden beri rahat, huzur, güvenlik yüzü görmeyen Ortadoğu coğrafyasına asla sırtımızı dönmeyecek hep kardeşlerimizin yanında olacağız. Nasıl Asya, Kafkasya, Balkanlar, Afrika’da kardeşliğimizi güçlendiriyorsak bu bölgeye sahip çıkmak insani sorumluluğumuzdur. Türkiye’nin en büyük gücü gerisinde böylesine geniş coğrafyaya yayılan dost ve kardeş dayanışması olmasıdır. İnşallah medeniyet, tarih ve kültür bilinciyle yetişen siz gençlerimiz ülkemiz üzerinde oynanan pekçok oyun gibi bu sinsi projeyi de çiğneyip geçeceksiniz.
GÜNDEM
09 Kasım 2024SPOR
09 Kasım 2024GÜNDEM
09 Kasım 2024SPOR
09 Kasım 2024SPOR
09 Kasım 2024GÜNDEM
09 Kasım 2024GÜNDEM
09 Kasım 2024